erenler diyarı
  SEYR-İ SÜLÜK-4
 

 

 
              Ne zaman nefsimizin kalbinde ilk %7 nur birikimini sağlayabilirsek, o zaman bir sonuçla karşılaşırız. 1. gök katının kapısı açılır ve ruhumuz 1. gök katına kadar tırmanabilir. Ama bizim için 2. gök katının kapısı henüz açılmamıştır. Açılabildiği yer, 2. defa %7 nur birikiminin sağlandığı yerdir.
İlk %7 nur birikiminin sağlandığı noktada biz Nefs-i Emmare’deyiz. Hz. Yusuf diyor ki:
-12/YÛSUF-53: Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun).
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam). Çünkü nefs, mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği (nefsler) hariç. Muhakkak ki Rabbim, mağfiret edendir (günahları sevaba çevirendir). Rahîm’dir (rahmet nurunu gönderen ve merhamet edendir).
İşte Allah’a ulaşmayı dilediğiniz an, Allahû Tealâ sizin bu talebinizi işitir, görür, bilir aynı anda ve derhal Rahmân esmasıyla tecelli başlar. Demin saydığımız bütün işlevleri tahakkuk ettiren Allah’ın Rahmân esmasıdır.
1. gök katına ruhlar, söylediğimiz standartta nefsin kalbinde %7 fazl toplanınca ulaşır. %2 rahmet hesabın dışındadır. 7 defa %7 fazl birikimi şarttır. İlk %7 fazl birikiminde Nefs-i Emmare’deyiz. Yusuf Suresinin 53. âyet-i kerimesi gereğince 1. gök katının kapısı açılmıştır. Bizden önce orada olan ve kalbinde daha fazla nur birikimi sağlanmış olanlar için zaten çoktan açılmıştır ama oraya ilk defa katılan kişi için, sadece 1. kata çıkmak yetkisi vardır. 2. gök katının kapısı, o kişi için kapalıdır. Elektronik sistemler uzaktan kumanda ile bunu çözüme ulaştırır. Zikrimizi devamlı artırmak durumundayız. 17.000 zikre ulaştığımız zaman 2. gök katı nasip olur.
1. gök katında sadece secde edilir. Bu secde herhangibir binaya ihtiyaç göstermez, açıkta parlak bir ışık altında yapılır. Işığın nereden geldiğini hiç kimse görmemiştir. Her taraf pırıl pırıl aydınlıktır. Renkler, en güzel güneşli günlerde görebildiğiniz renklerden çok daha güzeldir. Açıkta seccadeler üzerinde secde etmek söz konusudur. Burası sadece 1. katı ifade eder. Siz zikre devam edersiniz, zikriniz 2.000 arttığı zaman, bu dediğim şartlara sahip olmanız kaydıyla 17.000 zikirde ruhunuz, 2. gök katına ulaşanlarla birlikte, 2. gök katına ulaşır.
1. kata ulaştığınız zaman ne yaparsınız? Secdede kalırsınız. Ne zamana kadar? 6. kata kadar çıkan kardeşleriniz, oradan 5., 4., 3., 2. katları geçerek, sizin katınıza indikleri zamana kadar orada secdede kalırsınız. Sonra onlarla birlikte ait olduğunuz yerde aşağıya iner ve altın kapıdan tekrar içeri girersiniz ve ruhların sıralandığı, her kişinin önünde rahle olan 10’arlık dizinin neresinde ise, orada yerinizi alırsınız. 1. sıranın sağ tarafında sağ kanat velîsi, sol tarafında sol kanat velîsi yer alır. 2., 3., 4. ve diğer bütün sıralarda, sıranın sağ ve solunda hiç kimse bulunmaz. 10’arlık sıralar geriye doğru devam eder. Herkes gelir, ait olduğu yere döner ve yerleşir. Ne zaman ki 2. bir %7 fazl birikimini nefsinizin kalbinde gerçekleştirirseniz, o zaman nefsinizin 2. gök katının kapısını açma yetkisi söz konusudur. 2. gök katının kapısı da açılır.
Allahû Tealâ diyor ki:
-7/A'RÂF-40: İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn(mucrimîne).
Muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapıları açılmaz (ruhlarını hayatta iken Allah’a ulaştıramazlar). Deve (veya urgan) iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçluları) işte böyle cezalandırırız.
“Kibirlilere ve Allah’ın âyetlerini yalanlayanlara ve Allah’ın resûlleriyle alay edenlere gök kapıları açılmaz.”
Sadece, Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için açılmaz. Öyleyse, yükselmeniz için gök kapılarının mutlaka açılması lâzımdır. Kimin ruhunda hangi seviyeye kadar yükselme özelliği varsa, oraya kadar yükselebilir. 2. defa %7 nur birikimi ile Nefs-i Levvame’desiniz. Allahû Tealâ şöyle buyuruyor:
-75/KIYÂME-2: Ve lâ uksimu bin nefsil levvâmeh(levvâmeti).
Ve hayır, levvame (kınayan) nefse yemin ederim.
2. gök katına ulaştığınız zaman, öyle bir yerde ayakta sıralanacaksınız ki, önünüzde çok büyük bir salon oluşacak. Yerden 7-8 metre, belki 10 metre yükseklikte bir salon düşünün. Önü bütünüyle, bizim dünyamızda cam adı verilen şeffaf bir hüviyettedir ve sol tarafında bir kapı vardır. İçinde de yerden 2 metre, belki 2 metre 20 cm, belki biraz daha yüksek gene şeffaf, aynı nesneden yapılmış yan yana, her biri 90’ar cm’lik ve genişliği de 1 metre civarında olan, belki 100 tane belki daha fazla havuz göreceksiniz. Bu havuzların içerisinde bir sıvı bulunur. Bu sıvı, şeffaf, bal peteğinin rengine benzeyen sarı renktedir. Sol taraftaki kapının öbür tarafına kadar 2. kata çıkabilenler sıralanırlar. Gene sağ kanat velîsi sağdadır. Sol kanat velîsi ortadadır. Hanımların başladığı yerde, en solda da Hanım Sultan bulunmaktadır. Seyr-i sülûk, içeriye doğru bir girişi ifade eder.
Böyle bir dizaynda, kapının önünde tek sıra halinde toplanılır ve sağ taraftan başlayan evvelâ sağ kanat velîsi sonra sol kanat velîsi sonra da hanım sultan uçarak içeri girerler. İçerde koridorun orta noktasında devrin imamı ile Peygamber Efendimiz (S.A.V) ayakta beklemektedirler. El öpme işlemleri tahakkuk eder. Her gelen, sağdan başlayarak uçarak gelirler, el öperler. Koridor devam ederken, koridorun bir noktasından sonra sağa doğru bir koridor vardır. O koridordan sağa doğru girdiğiniz zaman bakacaksınız ki; orası dışardan gördüğünüz o havuzların bulunduğu büyük salondur.
Orada önce secde edilir. Salonun dışardan bakışının tersi istikametinde yani salondan baktığınız zaman tam karşı duvara doğru secde edilir. Sağ kanat velîsi secdeden sonra yükselerek, bu suvarılma havuzlarından birincisinin üzerindeki platforma gelir ve orada secdesini devam ettirir. Sol kanat velîsi, o havuzların ortadan daha soldaki bir tanesinin üstüne gelir, orada secde eder. Hanım Sultan zaten, daha başlangıçtan itibaren orada secde etmemiştir, havuzların üzerinde secde etmiştir ve orada beklemektedir. Bundan sonra, orada sıralı olan herkes, birer birer uçarak gelir o havuzlardan sırayla, en sağdaki birincisine, onun solundaki ikincisine, onun solundaki üçüncüsüne, hepsi birer birer girerler ve sağ kanat velîsi onların her birinin başlarından aşağıya doğru bastırarak, suların içine tamamen girmelerini, hatta 15-20 cm’de daha aşağı girmelerini temin eder. Sağ kanat velîsi bunu yaparak sağdan sola gelirken, sol kanat velîsi de bulunduğu noktadan başlayarak soldan sağa doğru gelir.
Platformlar, onların orada kalmasına müsait bir yapıyı ifade eder. Ama içeri giren ruhların da girmesinde hiçbir engel yoktur. Platformun varlığına rağmen onlar oradan içeriye girerler. O dışardan gördüğünüz cam da enteresan bir camdır. Bizim dünyamızda cam kimseyi içeri geçirmez ama orada belli bir yetkinin sahibi olan bir ruh, o camdan rahatlıkla uçarak içeriye girebilir. Ama ilk defa gelen bir ruh, oradan içeriye girmek istediği zaman camdan içeriye geçebilir ama baygın düşer. Çuval gibi oraya yığılır. Onu hemen söylediğimiz koridorun, yani kapının giriş kapısındaki koridorun sonunda sol tarafta bir odaya götürürler ve tedaviye alırlar. Burası 2. kattır.
Suvarılma tamamlandığı zaman, devrin imamıyla, Peygamber Efendimiz (S.A.V) oradan ayrılırlar. Onun sağ tarafındaki diğer bir salona geçerler. Burada suvarılma havuzları yoktur. Secdede olanlar vardır. Bunlar 2. grubu oluştururlar. Bunlar, 6. kata kadar evvelce çıkmış olan, 7. kata çıkmak yetkisinin sahipleridir. Sağ tarafta bir başka salonda, onlar da tek sıralı secde halindedirler. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’le devrin imamı, biri sağında biri solunda yer alır ve beraberce saf halinde önce ayağa kalkarlar sonra da saf halinde yukarıya doğru yükselirler. 3. katta sadece secde ederler. 4. katta sadece secde ederler, bu çok kısa bir secde süresidir. 5. katta secde ederler. 6. katta Allah’ın boyasıyla boyanma işlemini beklemeden kubbeden yukarı çıkarlar.
7. katın giriş kapısı, onlar gelir gelmez açılacaktır. Oradan içeriye girerler. Altın kapıdan girenler önce kader hücrelerine ulaşırlar, kader hücrelerinde kalanlar orada kalırlar, geri kalanlar ümmülkitaba ulaşırlar. Orada 60 kişi kalır. Ondan sonrakiler, Kudret Denizi’ne ulaşır, orada kalanlar kalır. Daha sonrakiler Makam-ı Mahmud’a ulaşır, orada kalanlar kalır. Daha sonrakiler Divan-ı Salihîn’e ulaşır, orada kalanlar kalır. Daha sonrakiler zikir hücrelerine ulaşırlar ve zikir hücrelerine ulaşanlar son noktaya gelmişlerdir. Burada, o gün yukarı çıkanlardan, zikrini tamamlayan birisi varsa, o zikir hücrelerinden uçarak ayrılır ve Sidretül Münteha’ya ulaşır. Oradan da dikey bir yolculukla Allah’ın Zat’ına ulaşır, Allah’ın Zat’ında yok olur. Allah’ın katında yok olanlar, bu 7. kata ulaşabilenlerdir.
Şimdi biz diğer kardeşlerimizin yani 6. kata kadar çıkabilenlerin dizaynına tekrar geri dönelim. Onları 2. katta bırakmıştık. Suvarılma havuzlarında suvarılmışlardı. Suvarılma tamamlandığı zaman dışarıya çıkılır ve yeniden secde edilerek yukarıya doğru yükselme söz konusu olur.
3. kat, 2 katlı bir mescidtir. Dış görünüşü mescide de, eve de benzer. Üst katta secde edenler üst katta, alt katta secde edenler alt katta secdelerini tamamlarlar. Sonra kapının önüne çıkılır ve sola doğru hareket edilir. Orada sol tarafta, madenî bir silindir vardır. Bu silindir yerden başlar ve yukarıya, sonsuza doğru yükselir. 3. gök katını, 4. gök katına bağlayan, içi boş, madenî bir kapısı olan bir silindirdir. Bu kapı, açılıp kapanan bir kapı değildir. Hep açık duran bir giriş yeri hüviyetindedir ve dikdörtgen şeklinde değildir, yukarısı ovaldir. Buradan içeri girmek için evvelâ sağdan sola sıralanılır. Sıradakiler birer birer içeri girerler. İçeri giren yukarıya doğru sonsuz bir hızla yükselir. Bir sonraki, anında üstekine yetişir. Başı, arada 20-30 cm’lik bir mesafe kalacak şekilde diğerinin ayaklarının altındadır. Bu mesafe hiç bozulmaz. Hiç kimsenin başı, bir evvelkinin ayağına değmez.
3. kattan 4. kata ulaşılır. Bu 3. katı, 4. kata bağlayan madeni silindir, mihenk menfezidir. Bunun içinden geçtikten sonra, 4. kata ulaşabilirsiniz. Burası Beyt-ül Makdes’in aslıdır. Orada sıralananlar, uçarak kapıdan içeriye girerler, orada sıralanma tahakkuk eder ve secde yapılır, namaz kılınır. Öndeki sıralar, kubbeden yukarı doğru yükselirler. Her seferinde arkadaki sıralar kalırlar, öndeki sıralar yükselirler. Yani yukarı çıkana kadar pek çok ruh aşağıda kalmıştır. Her katta kalanlar, o kata kadar çıkabilenlerdir.
5. kata yükselindiğinde, gene bir camii vardır. Burası, Beyt-ül Haram’ın aslıdır. Mekke’deki hac yapılan yerin aslı oradadır. Orada secde edilir. Secde ederken kapıdan girilir ama secde bittiği zaman kapıdan çıkılmaz, kubbeden yükselme yoluyla ayrılınır. 6. kata çıkabilenler epeyce azalmışlardır ama bu azalan kişilerin sayısı gene 100 belki 200’den de fazladır.
Buradaki dizayna dikkat edin ki; 6. kata ulaşanlar. 6. katı diğer katlar gibi aydınlık bulmayacaklardır. 6. kat, daima loş bir karanlığı ifade eder. İçeriden dışarıya doğru bir ışık sızmaktadır. Kapı dikkatinizi çekecek bir özellik taşır, çünkü bir insan vücudunun şeklindedir.
Kapı kanadı olmayan bir kapıdır. Bir geçit yeridir. Ama devamlı şekil değiştirir, her geçenle farklı şekil alır. Küçük birisi geçerse küçülür, uzun boylu birisi geçerse büyür. İçeri girenler, buz kalıbına benzeyen bir buzdan çıkan nurlarla karşılaşırlar. Bu nur; beyaz, çok açık yeşil renktedir. Kimin yüzüne ve ellerine ulaşırsa, orasını çatlatır. Çatlaklar tamir edilir ve bu çatlakların tamirinden sonra, tekrar kişilerin başlarının üzerine özel sistemler konur. Bu tamirden sonra, aşağı inme söz konusudur. Ama eğer çatlamayan birisi varsa o, 7. kata ulaşacak olandır.
Elbiseleri değiştirilir. Kafkas dansları yapanların kıyafetine benzeyen bir kıyafet giydirilir ve eline bir kılıç verilir. Kılıcı yukarıya doğru kaldırarak eûzubesmele ile o ruh yukarıya doğru yükselir. Kubbeden geçerek 7. kata ulaşılır. 7. katın altın kapısı, devrin imamının altın kapısının aynısıdır. Kapıda bir farklılık yoktur, fakat kapının altı farklıdır. Çünkü kapı yerden yaklaşık 1 metre yüksektedir. Oraya kadar beyaz mermerden 7 tane mermer basamakla çıkılır. Kapının iki tarafından da dışarıya 40-50 cm taşmış bir sahanlık vardır. Sahanlık da, tırabzanlar da beyaz mermerdendir. 5. basamakta bir taraftan bir tarafa tırabzanları birbirine bağlayan bir altın zincir vardır. 7 bakla ile uzanan bilek kalınlığında altın bir zincirdir. Allahû Teâla’nın velî namzedi, evliya namzedi yani ermiş namzedi elindeki kılıçla bu zincire bir defa vurur. O zaten Allah’a ulaşmayı dilediği andan itibaren, Allah’ın dostudur yani evliyasıdır. Ama burada ruhu Allah’a ulaşacak ve o artık ermiş olacaktır. Ruh o altın zincire vurduğu zaman, arkadaki kapı açılır. Oradan içeri uçarak girer ve zikir hücrelerine ulaşır. Ulaşabildiği yer o kadardır.
Orada, ertesi gün 7. katın 1. âlemine gelecek olanları bekler. Hepsi önce 1. âleme gelirler, 1. âlem kader hücreleridir. Altıgen kader hücreleri sonsuz kadar uzanır, bal peteklerine benzer. Renkleri de bal peteği rengidir. Herbiri 24 saatlik bir zaman parçasını içerir ve gözünüzün önünde sonsuza kadar uzanırlar. Onu aşabilmek için oradaki süreyi tamamlamak gereklidir.
Aşağıdan gelenler, buraya ertesi gün zaten otomatik olarak geleceklerdir. Orada kalanlar kalacaktır. Ötekiler demin söylediğimiz gibi, bundan sonraki yer olan ümmülkitaba ulaşacaklardır. Orada devrin imamı çok büyük bir kürsüdedir. Solunda ve sağında kürsünün etrafını dolduran 60 kişiye, ümmülkitap hakkında bilgi vermektedir. Ümmülkitap, 10 katlı bir apartman büyüklüğünde boşlukta duran bir kitaptır. İki sayfası açıktır.
Daha sonra orada kalan 60 kişiden geriye kalan büyük kafile, Kudret Denizi’ne ulaşır. Kudret Denizi’ne girenler, orada kalanlar kalır. Çıkanlar Makam-ı Mahmud’a gelirler, kalanlar orada kalır. Diğerleri Divan-ı Salihîn’e gelir. Kalanlar orada kalır, ayrılanlar gene belki 70-80 belki 100 kişilik bir grup zikir hücrelerine ulaşır. 2 metreden daha yüksek, küresel, şeffaf sistemlerin içine girip, orada zikir yaparlar. Zikrini tamamlayan kişi, o gün oradan ayrılıp Sidretül Münteha’ya, oradan da Allah’ın Zat’ına ulaşır. Seyr-i sülûk böylece tamamlanır.
 
 
 
 
 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol